21 Mayıs 2008 Çarşamba

idiloşun zeytinli kişi


kuzum misafirlerini beklerken...

Sevgili ablacığımın tarifi. Geçen gün arkadaşlarıma yaptım onlar kadar kuzum da bu kişe bayıldı. Maalesef fotoğrafını çekmeyi unuttum ama yapar yapmaz çekip ekleyeceğim. İşte tarif:
125 gr eritilmiş margarin
9 çorba kaşığı un
3 çorba kaşığı yoğurt
12 çorba kaşığı doğranmış yeşil zeytin
Yarım paket kabartma tozu
100 gr beyaz peynir
100 gr kaşar peyniri
1 yumurta
1 bardak süt
Kuru fesleğen

Hazırlanışı:
Margarin, un, yoğurt, kabartma tozu ve 6 çorba kaşığı zeytini karşıtırarak hamuru hazırlayın. Eğer hamur çok yumuşak olursa un ekleyin. Hamuru bir tepsiye bastırarak yayın. Bu işlem sırasında kenarlarının yükselmesine dikkat edin. Hamurun üzerine rendelediğiniz peynirleri ve kalan zeytinleri ekleyin. sonra da üzerine 1 bardak sütle çırptığınız yumurtayı dökün. Seviyorsanız fırına vermeden önce üzerine kuru fesleğen serpebilirsiniz... 175 derecelik fırında yaklaşık 50 dakika pişirin.

19 Mayıs 2008 Pazartesi

Hep telaş hep telaş






Son birkaç gündür nedense benim için inanılmaz telaşlı geçiyor. Hatta ben bile bu telaşa şaşırıp kalıyorum. Hani, ortada bir şey var mı derseniz yok... Bugün 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı. Biz de geleceğin gençleri için dergimizi bitirmekle uğraştık ve çalıştık. Aslında pek güzel bir hafta sonu geçirdik. Öyle ki kendimi süper anne gibi hissettim. Hafta içi iki aylık ikiz bebekleri olan arkadaşlarımız minişleri gezmeye getireceklerini söylediler. Tabii aldı mı beni bir ne yapacağım sıkıntısı. Çünkü bu sevgili arkadaşlarımızı bu zamana kadar şöyle güzel bir şekilde ağırlayamamıştım. Bari bu sefer ellerimle bir şeyler hazırlayayım dedim.
Bir terazi olarak benim için en zor kısım ne yapacağıma karar vermek. Neyse ki yemek davetleri konusunda uzman olan bir ablam var. Hemen bir kiş tarifi verdi. Ben de ne zamandır denemeyi düşündüğüm pudingli kurabiyenin tarifini buldum. Bir de girdim yemekname arşivlerime. sağolsun devletşah dedim... oradan da iki salata tarifi (patates ve kabaklı salata) aldım işte sana süper bir mönü. Her zaman ki sodalı kekimi de yaparsam tamamdır diye düşünerek işe başladım. Ama mumu cumadan çiftliğe gitti. Babamız da cumartesi çalışınca işler biraz karıştı tabii. Cumartesi gaygın anca kuzumu uyttuktan sonra eve geldi. O saatten sonra beraber mutfağa girdik yemeklerin bir kısmını hazırladık. Sabah da mutfak operasyonuna devam ettik. ama sonuçlar gayet başarılı oldu. özellikle ablamın kişine kuzum da dahil olmak üzere herkes bayıldı.
Ama benim yemeklerden öte en sevdiğim şey bebişlere bir hevesle hazırladığım 40 bohçaları oldu. Eskiden her yerde mendiller vardı. Ben bohçalamak için mendil bulamayınca küçük organik havlulardan aldım. İnternette aradım her kafadan bir ses çıkıyordu ben de içine yumurta, pamuk, beyaz ip bir de şeker koydum. Sonra havluları boncuk zincirle sardım. Bir de isimlerini bir karta yazıp minik madallarla havlulara tutturdum. Eserime kendim bile bayıldım...
Şimdilik bu kadar. Meşhur sodalı kekimin ve idiloşun kişinin tarifini bir ara atacağım... Salatalar için yemeknameyi karıştırmanızı tavsiye ederim...
:)

15 Mayıs 2008 Perşembe

Dergi bitirme telaşı


Ay ortası ya yine dergi bitim telaşına düşmüş vaziyetteyim. Böyle zamanlarda biraz tahammülsüz oluyorum (maalesef). Tabii kızım, aşkım, Lidyoşuma da tahammülsüz davranınca kendime çok kızıyorum. Günün 12 saatini benden ayrı geçiren bir bebek sonuçta benim minik meleğim. Neyse ki bazen birbirimize kızsak da çabuk barışıyoruz. Birbirimize duyduğumuz sevgi her şeyin üstünde ve ona sürekli onu ne kadar çok sevdiğimi hatırlatıyorum.
Bu aralar en fazla sinirimi bozansa aşkımın 2 aydır geçemek bilmeyen ve doktorumuzun alerjik olduğunu söylediği öksürüğü. O uykusunda öksürdükçe benim hem içim parçalanıyor hem de uykularım kaçıyor. Neyse alerji ilacımıza devam ediyoruz, geçecek inşallah...
Sevgiyle... (böyle yazınca aklıma favori şairim Attila İlhan geldi. Bu kelimeyi çok kullanan biri olarak imzalattığım kitabına aynı kelimeyi yazınca nedense kendimle gurur duymuştum ve mutlu olmuştum... evet var biraz şapşiriklik)
resim anneler gününde çekildi, minik kuş çiftliğin bahçesinde babasıyla top oynadı, tavuklara yem verdi ve çok eğlendi. onun eğlenmesi benim için en güzel hediye :))

9 Mayıs 2008 Cuma

Selam

Umarım terazi tembelliğine kapılmam ve bir an önce blogumu doldurmaya başlarım...