Söyleyecek sözü
kalmadığını hissediyordu. Kalbindeki bütün hisler uçup gitmişti. Kurumuştu
sanki. Ağzı, burnu, damarları, kalbi, bütün içi... Kuru bir yapraktan farkı
kalmamıştı. Oysa kafasında neler dönüyordu. Anlatacak ne kadar çok şeyi vardı,
kafasında hepsini kurmuştu. Ama şimdi, şu anda karşısında o varken söyleyecek
tek bir kelime gelmiyordu aklına. Bu susuzluk, bu kurumuşluk hali yakıyordu
içini. Çölde miyim, diye soruyordu kendi kendine. Çölde miyim, nasıl böyle
sustum, susmak imkansız benim için… Böyle dedikçe daha çok yok oluyordu
kelimeler kafasında. Bir an için durdu gözlerini adama dikti. Kafasını
toparlamaya çalışıyordu, kuru da olsa bir dal bulup tutunmak ve bir kelimeyle
çıkış yolunu bulmak…
Adam sanki bu
susuzluğunu anlamış gibi baktı gözlerine. Uzun zamandır görmediği içinde her
zaman huzuru –aynı zamanda da huzursuzluğu- bulduğu gözlerine baktı kadının.
İçindeki çölü gördü. Elini yavaşça kurumuş dudaklarına götürdü. Söyleyecek tek
kelimesi olmayan dudaklara dokundu. Gözlerini ayırmadan yavaşça yaklaştı. Bir öpücük
kondurdu o dudaklara. Geri kaçmadı kadın, karşılık da vermedi. Ne yapacağını
bilmez halde öylece duruyordu. Bir an sanki baraj kapaklarının açılması gibi,
aniden bastıran yağmur gibi bir şey oldu. Gözlerinden akan yaşlara engel
olamıyordu. Kendini tutamıyor, tutmaya da çalışmıyordu. Hala söyleyecek bir
şeyi yoktu, hala konuşamıyordu ama yanaklarından aşağı dur durak bilmeden akan
göz yaşları onu ıslatıyordu. İçinin ısındığını hissediyordu, içinde bir
şeylerin kıpırdadığını, yeşermeye başladığını. Nefes almaya başlamıştı sanki
bir vahada uyanmış gibiydi.
Yine konuşmadı, adamın
geri çektiği elini ve yere doğru bakmaya başlayan gözlerini yakaladı. Elini
tuttu. Az önce dudaklarında gezinen parmaklarını avucunun içine aldı. Bir eliyle
kocaman elini sıkı sıkı kavradı. Bir elini her zaman okşamayı sevdiği yanağına
götürdü. Gözleri yine kilitlenmişti. Hala bir söz çıkmıyordu ağızlarından. Uzun
uzun ağlayarak bakıştılar. Bir ses etmeden, sadece nefes alarak. Sonra avucunun
içinde tuttuğu eli kaldırdı ve adamın avucuna bir öpücük kondurdu. Usulca
yerinden kalktı, yere bıraktığı çantasını omuzuna attı ve arkasını dönüp gitti.
Fotoğraf: pixabay.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder